вєη uηuтмaк iςiη Sєωмєdiмкi..!


Join the forum, it's quick and easy

вєη uηuтмaк iςiη Sєωмєdiмкi..!
вєη uηuтмaк iςiη Sєωмєdiмкi..!
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» BURÇLAR ve FAL DÜNYASI" Bölüm Indexi .Tüm Konular
Dualar Ve Yerleri (Önemli) EmptyCuma Eyl. 03, 2010 2:16 am tarafından Admin

» Burçlar ve Özellikleri
Dualar Ve Yerleri (Önemli) EmptyCuma Eyl. 03, 2010 2:14 am tarafından Admin

» A4 DESK Flash Builder Mükemmel Bi FLASH SİTE YAPMA PROGRAMI MUTLAKA BAKIN...
Dualar Ve Yerleri (Önemli) EmptyCuma Eyl. 03, 2010 2:12 am tarafından Admin

» Ücretsiz Web Hosting Template
Dualar Ve Yerleri (Önemli) EmptyCuma Eyl. 03, 2010 2:11 am tarafından Admin

» Google Dizayn Kodu %100 Garanti
Dualar Ve Yerleri (Önemli) EmptyCuma Eyl. 03, 2010 2:09 am tarafından Admin

» Web Tasarım NasıL YapıLır? En ince DeTayına Kadar Anlattım [ResimLi AnLaTım]
Dualar Ve Yerleri (Önemli) EmptyCuma Eyl. 03, 2010 2:08 am tarafından Admin

» 1000lerce Ücretsiz Joomla template
Dualar Ve Yerleri (Önemli) EmptyCuma Eyl. 03, 2010 2:01 am tarafından Admin

» Vbulletinin Tahtı Elinden Gidiyor! MyBulletin Board »BİLMEK İSTEDİĞİNİZ HERŞEY«
Dualar Ve Yerleri (Önemli) EmptyCuma Eyl. 03, 2010 1:55 am tarafından Admin

» İmpex Kullanımı [ Ayri konu Açmayiniz]
Dualar Ve Yerleri (Önemli) EmptyCuma Eyl. 03, 2010 1:52 am tarafından Admin

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
RSS akısı


Yahoo! 
MSN 
AOL 
Netvibes 
Bloglines 


Giriş yap

Şifremi unuttum

En iyi yollayıcılar
Admin
Dualar Ve Yerleri (Önemli) Vote_lcapDualar Ve Yerleri (Önemli) Voting_barDualar Ve Yerleri (Önemli) Vote_rcap 
eda
Dualar Ve Yerleri (Önemli) Vote_lcapDualar Ve Yerleri (Önemli) Voting_barDualar Ve Yerleri (Önemli) Vote_rcap 
AyşenuR
Dualar Ve Yerleri (Önemli) Vote_lcapDualar Ve Yerleri (Önemli) Voting_barDualar Ve Yerleri (Önemli) Vote_rcap 

Anket
Volkan Konak Koleksiyon 3CD

Perş. Eyl. 02, 2010 5:40 pm tarafından Admin

Volkan Konak Koleksiyon 3CD

Dualar Ve Yerleri (Önemli) Mu938777qj977500vg0

CD 1

01. Volkan Konak - Gardas (4:22)
02. Volkan Konak - aysem destanı (4:37)
03. Volkan Konak - bu gaybana sevdaluk (3:52)
04. Volkan Konak - dertliyim kederliyim (3:51)
05. Volkan Konak - kavga (4:03)
06. Volkan Konak - nefesim nefesime (3:20)
07. Volkan Konak - eledim eledim (3:16)
08. Volkan KONAK …

[ Okuma komple ]

Yorum: 0

Rafet El Roman - Bir Roman Gibi [2oo8]

Perş. Eyl. 02, 2010 5:37 pm tarafından Admin

Dualar Ve Yerleri (Önemli) 2nsufyaDualar Ve Yerleri (Önemli) 20f5kp4

1.Sevdim Ama Sonu Yoktu
2.Aşk-ı Virane
3.Son Veda
4.Seni Seviyorum
5.Ömrümün Sahibi
6.Yaşananlar Anlatılmaz
7.Aşkından Haber Ver
8.Ohne Sie (Sensiz)
9.Ne Oldu O Günlere
10.Bilsen De Bilmesen De


Dualar Ve Yerleri (Önemli) Hotfile-down
http://hotfile.com/dl/66110780/18b3625/ ... 8.zip.html

[ Okuma komple ]

Yorum: 0

Serdar Ortaç ~ Diskografi / Tüm Albümleri

Perş. Eyl. 02, 2010 5:35 pm tarafından Admin

Serdar Ortaç ~ Diskografi / Tüm Albümleri

Dualar Ve Yerleri (Önemli) Efm0hv



Serdar Ortaç ~ Kara Kedi / 2010

Dualar Ve Yerleri (Önemli) O9io2v

Poşet
Var Mı?
Yeşil Su
Mikrop
İşim Olmaz
Kara Kedi
Haksızlık
Kolayca
Parodi
Sanırım
Zehir
Loş
Kerbela
İki Paralık
Üzgünüm
Sabrımdan
Gülün Rengi

Dualar Ve Yerleri (Önemli) Hotfile-down
[url=http://hotfile.com/dl/43800892/ce45448/asimp3.Serdar_Orta.html]…

[ Okuma komple ]

Yorum: 0

Hande Yener - Hande`ye Neler Oluyor 2010 Albüm indir

Perş. Eyl. 02, 2010 5:31 pm tarafından Admin




Hande Yener - Hande`ye Neler Oluyor 2010 Albüm indir








Hande Yener - Hande`ye Neler Oluyor Albümü 2010 Alternatif indir Rapidshare
Dualar Ve Yerleri (Önemli) 9stitg


1. Yasak Aşk
2. Bodrum
3. Çöp
4. Sopa
5. Bi Gideni Mi Var ?
6. Kal Kal
7. Boşa Ağlayan Kız
8. Kalpsız
9. Neden Ayrıldık
10. Ben …

[ Okuma komple ]

Yorum: 0

ARebesk Rap !

Perş. Eyl. 02, 2010 5:29 pm tarafından Admin

...EN GÜZEL ŞARKILARIN EN GÜZEL COVERLARI...


Dualar Ve Yerleri (Önemli) 44284

== List 1 ==
1 - Dorian ~ Gel Gör Beni
2 - Yaşar Kurt - Dostum (thm)
3 - Sonuç - Aldırma Gönül (edip akbayram)
4 - Pamela - Firtinalar (Ebru Gündes)
5 - Calar Saat - Zalim (Sezen Aksu- levent yüksel)
6 - Dejavu - Duydumki Unutmussun (Tsm)
7 - Meyan - Ellerim Bombos (Fatih Erkoc)
8 - Kirac - …

[ Okuma komple ]

Yorum: 0

2010 karma slow parcalar tek link

Perş. Eyl. 02, 2010 9:07 am tarafından Admin

Yorum: 0

135 Tane Zor Bulunan Şarkı..Kaçırmayın Derim

Perş. Eyl. 02, 2010 9:05 am tarafından Admin

135 Tane Zor Bulunan Şarkı..Kaçırmayın Derim







List[/b]


Destan - Hanım hey


Akın - Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar


Gülşen - Ah kalbim sen delisin


Lara - Seni sevdiğimi unut


Ceren Moray - Dönence


Dorian - Gel gör beni


Dejavu - Duydumki unutmuşsun


Newale - İllede sen (Azer Bülbül şarkısı)


Ali Altay - Giderim (Ahmet Kaya Şarkısı)




[ Okuma komple ]

Yorum: 0

Şevval Sam - Sek (Tüm parçalar tek tek yüklendi)

Perş. Eyl. 02, 2010 9:05 am tarafından Admin

Şevval Sam - Sek (Tüm parçalar tek tek yüklendi)







Dualar Ve Yerleri (Önemli) 8691834007710fz3oz5


1 Hicaz Peşrevi 02:02


2 Söyleyemem Derdimi 03:09


3 Şimdi Uzaklardasın 03:34


4 Kapıldım Gidiyorum 02:52


5 Hastayım Yalnızım 03:42


6 Ah Edip İnlerim (Neyleyim Köşkü) 04:28


7 Bir Fırtına Tuttu Bizi (Selanik …

[ Okuma komple ]

Yorum: 0

Haydut - Mesafeler ( Deniz Yıldızı Dizi Müziği )

Perş. Eyl. 02, 2010 9:04 am tarafından Admin

Dualar Ve Yerleri (Önemli) Icon1
Haydut - Mesafeler ( Deniz Yıldızı Dizi Müziği )








Dualar Ve Yerleri (Önemli) 8e3f9a5b








HAYDUT - MESAFELER





Hasret yolundan saptı


Duygular içimde kaldı


Gördüğüm doğruya baktım


İnanmak gelmedi içimden


İnanmak gelmedi içimden





Dostuma çok uzak kaldım


Dostluğumun farkına …

[ Okuma komple ]

Yorum: 0


Dualar Ve Yerleri (Önemli)

Aşağa gitmek

Dualar Ve Yerleri (Önemli) Empty Dualar Ve Yerleri (Önemli)

Mesaj  Admin Perş. Eyl. 02, 2010 11:56 pm

NAMAZ DUALARI
1768 - Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz için tahrime
tekbirini alınca kıraate geçmezden önce bir müddet süküt buyurmuştur.
Ben:

"Ey Allah'ın Resûlü, dedim, anam babam sana
feda olsun, tekbir ile kıraat arasındaki süküt esnasında ne
okuyorsunuz?" Bana şu cevabı verdi:

"Ey Allahım, beni hatalarımdan öyle temizle
ki, kirden paklanan be-yaz elbise gibi olayım. Allahım beni,
hatalarımdan su, kar ve dolu ile yıka" diyorum."

Buhârî, Ezân 89; Müslim, Mesâcid 147, (598); Ebû Dâvud, Salât 123, (781); Nesâî, İftitâh 15, (2,128,129).
Ebû Dâvud, Nesâî (ve Buhârî'nin)
rivâyetlerinin başında şu ziyade vardır: "Allahım, benimle hatalarımın
arasını doğu ile batının arası gibi uzak kıl,"

1769 - İbnu Ömer (radyallahu anhumâ)
anlatıyor: "Biz, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte namaz
kılarken, cemaatten biri aniden:

"Allahu ekber kebîrâ, velhamdü lillâhi
kesîrâ, subhânallâhi bükraten ve asîlâ (Allah, büyükte büyüktür, Allah'a
hamdimiz çoktur, sabah akşam tesbihimiz Allah'adır!" dedi. Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) efendimiz:

"Bu sözleri kim söyledi?" diye sordu. Söyleyen adam:
"Ben, ey Allah'ın Resûlü" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesellâm) efendimiz:"
"O sözler hoşuma gitti. Sema kapıları onlara
açıldı" buyurdu. İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) der ki: "Söylediği
günden beri o zikri okumayı hiç terketmedim."

Müslim, Mesâcid 150, (601); Tirmizî, Daavât 137, (3586); Nesâî İftitâh 8, (2,125).
Nesâî, bir rivâyette şu ziyâdede bulunmuştur: "On iki adet meleğin, bu sözleri (yükseltmek üzere) koşuştuklarını gördüm."
1770 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz kılarken nefes nefese bir
adam geldi ve:

"Allahu ekber, Elhamdü lillâhi hamden kesîran
tayyiben mubâreken fîhi. (Allah büyüktür, çok temiz ve mübârek hamdler
Allah'adır!)" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazı
bitirince:

"Şu kelimeleri hanginiz söyledi?" diye sordu. Cemaat bir müddet sessiz kaldı, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"(Kim söylediyse çekinmesin, benim desin), Zîra fena bir şey söylemiş değil)" dedi. Bunun üzerine adam:
"Ben, ey Allah'ın Resûlü!" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) da:
"Ben on iki melek gördüm. Her biri, bu kelimeleri (Allah'ın huzuruna) kendisi yükseltmek için koşuşmuşlardı."
Müslim, Mesâcid 149, (600); Ebû Dâvud, Salât 121, (763): Nesâî, İftitâh 19, (2,132,133).
1771 - Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaza başlarken tekbir getirir,
sonra (bazan) şunu okurdu: "İnne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî
lillâhi Rabbi'l-âlemîn. Lâ şerîke lehu ve bi-zâlike ümirtü ve ene
evvelü'l-müslimîn. Allahümmehdinî li-ahseni'l a'mâli ve ahseni'l-ahlâki.
Lâ yehdî li-ahseniha illâ ente. Ve kınî seyyie'l-a'mâl ve
seyyie'l-ahlâk. Lâ yakî seyyiehâ illâ ente. (Namazım, ibâdetim hayatım
ve ölümüm âlemlerin Şeriksiz Rabbi Allah içindir. Ben bununla
emrolundum. Ben bu emre teslim olanların ilkiyim. Ey Allah'ım, beni
amellerin ve ahlâkın en iyisine sevket. Bunların en iyisine senden başka
sevkeden yoktur. Beni kötü amellerden ve kötü ahlâktan koru, bunların
kötülerinden ancak sen korursun."

Nesâî, İftitâh 16, (2,129).
1772 - Muhammed İbnu Mesleme (radıyallâhu anh)anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) nâfile namaz kılmak için kalktığı vakit (bazan) şunu okurdu:
"Allahu ekber veccehtü vechiye li'llezî
fatara's-Semâvâti ve'1-arza hanî-fen müslimen ve mâ ene
mine'l-müşrikîn... (Allah büyüktür. Yüzümü Ha-nîf ve Müslüman olarak
semâvat ve arzı yaratan Allah a yönelttim. Ben müşriklerden değilim). . .
")

Devamını Hz. Câbir (radıyallâhu anh)'in rivâyetinde olduğu şekilde zikretti. Sonra şunu okudu:
"Allahümme ente'l-Meliku. Lâ ilâhe illâ ente
sübhâneke ve bihamdike Allahım (kâinatın gerçek) Meliki sensin. Senden
başka ilah yoktur. Seni hamdinle takdîs ederim]. " Sonra kıraata geçti."

Nesâî, İftitâh 17, (2,131).
1773 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaza (iftitah tekbiri ile)
başlayınca şunu okurdu:

"Subhâneke Allahümme ve bi-hamdike ve
tebârekesmüke ve teâlâ ceddüke ve lâ ilâhe gayruke. (Allah'ım seni her
çeşit noksan sıfatlardan takdîs ederim, hamdim sanadır. Senin ismin
mübârek, azametin yücedir, senden başka ilah da yoktur)."

Tirmizî, Salat 179, (243); Ebû Dâvud, Salat 122, (776); İbnu Mâce, İkâmeti's-Salat 1, (804).
RÜKÜ VE SECDELERDE OKUNACAK DUALAR
1774 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Haberiniz olsun, ben rükü ue secde hâlinde Kur'ân okumaktan men
edildim. Öyleyse rüküda Rabb Teâlâ'yı tâzim edin, secdede ise dua etmeye
gayret edin, (zira secdede iken yaptığınız dua) icâbet edilmeye
Iâyıktır."

Müslim, Salât 207 (479); Ebü Dâvud, Salât 152, (876); Nesai, İftitâh 98, (2,189).
1775 - Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh)
hazretleri anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm), secdelerinde
şunları söylerdi: "Allahümmağfirli zenbi küllehu, dıkkahu ve cüllehu,
evvelehu ve âhirehu, sırrahu ve alâniyyetehu. (Allahım! Büyük-küçük
birinci sonuncu, gizli-açik, bütün günahlarımı mağfiret buyur. "

Müslim, Salât 216, (483); Ebu Dâvud, Salât 152, (878).
1776 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:
"Resullulah (aleyhissalatu vesselâm) rüküsunda ve secdelerinde şu duayı
çokca okurdu:

"Sübhânekallâhümme Rabbenâ ve bi-hamdike,
Allahümmağfirli. (Allah'ım, seni takdis ve tenzih ederim. Rabbimiz!
Takdisimiz hamdinledir. Ey Allahım, beni mağfiret et.)" Bu duayı
okumakla Kur'ân'a yani Kur'ân'ın: "Rabbini hamd ile tesbih et" (Nasr 3)
âyetineuyuyordu."

Buhâri, Ezân 123, 139, Meğâzi 50, Tefsir,
İzâcâe nasrullahi ve'l-Feth; Müslim, Salât 217, (484); Ebü Dâvud, Salât
152, (877); Nesâi, İftitâh 153, (2, 219).

Müslim, Ebu Dâvud ve Nesâi'de gelen bir
rivâyette şöyle denir: "Resüllullah (aleyhissalatu vesselâm) rükü ve
secdesinde şöyle derdi: "Subbühun kuddüsün Rabbü'l-melaiketi ver-Rühi,
(Münezzehsin, mükaddessin, meleklerin ve Ruh'un Rabbisin)".

1777 - Muvatta, Tirmizi ve Ebu Davud'un bir
rivâyetinde şöyle denir: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'ı yatakta
kaybettim ve araştırdım, derken elim ayağının altına rastladı. Secdede
idi ve: "Allahümme inni eüzu bi-rızâke min sahtike ve eüzu bi-muâfâtike
min ukübetike ve eüzu bike minke Lâ uhsi senâen aleyke. Ente kemâ
esneyte alâ nefsike. (Allahım! Senin rızanı şefaatçi kılarak öfkenden
sana sığınıyorum. Affını şefaatçi yaparak cezandan sana sığınıyorum.
Senden de sana sığınıyorum. Sana layık olduğun senâyı yapamam. Sen
kendini sena ettiğin gibisin)" diyordu."

1778 - İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sizden
biri rükü edince üç kere "Sübhâne rabbiyel azim (Büyük Rabbim (her çeşit
kusurdan) münezzehdir" desin. Bu, en az miktardir. Secde yapınca da üç
kere "Sübhane Rabbiye'l a'lâ (Ulu Rabbim (her çeşit kusurdan)
münezzehdir" desin. Bu da en az miktardır."

Ebu Dâvud, Salât 154, (886); Tirmizi, Salât 194, (261).
1779 - Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm), rükü yaptığı zaman: "AIIahümme
Ieke reka'tu ve bike âmentü ve leke eslemtü ve aleyke tevekkeltü ente
Rabbiye, haşaa sem'i ve basari ve Iahmî ve demi ve izâmi IiIIahi
Ràbbi'I-âlemin. (Ey AIIahım sana rükü yapıyorum, sana inandım, sana
teslim oldum, sana tevekkül ettim. Sen Rabbimsin, kulağım, gözüm, etim,
kanım ve kemiklerim ÂIemIerin Rabbi olan Allah önünde haşyette,
tezeIIüIdedir."

Nesâi, İftitâh 104, (2,192). Bu rivâyet Müslim'de gelen uzun bir rivayetin bir parçasıdır (Salâtu'l-Müsâfirin) 201, (771).
1780 - İbnu Ebi Evfâ (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) sırtını rüküdan
kaldırdığı zaman: "SemiaIlâhu Iimen hamideh, Allahümme Rabbenâ
Ieke'I-hamdü mil'es-semâvâti ve miI'eI-arzi ve miI'e mâ şi'te min şey'in
ba'du. (AIIah, kendisine hamd edeni işitir. Ey AIIahım, ey Rabbimiz,
semâlar dolusu, arz dolusu ve bunlardan başka istediğin her şey dolusu
hamdler sana olsun"

Müslim, Salat 204, (476); Ebu Dâvud, Salat 144, (846).
1781 - İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) iki secde arasında:
"Allahümme'ğfir li ve'rhamni, ve'cbürni, ve'hdini ve'rzukni. (Allahım
bana mağfiret et, merhamet et, beni zengin kıl, bana hidâyet ver, bana
rızık ver) derdi".

Ebü Dâvud, Salât 145, (850); Tirmizi, Salât 211, (284); İbnu Mâce, Salât 23, (898).
1782 - Hz. Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) secde ettiği vakit şöyle dua
okurdu: "Allahım sana secde ettim, sana inandım, sana teslim oldum.
Yüzüm de, kendisini yaratıp şekillendiren, ona kulak, göz takan
yaratanına secde etmiştir. Yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir"
(Hacc 14).

Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın
teşehhüdle selam arasında okuduğu en son duası: "Allahümmağfir Ii mâ
kaddemtü ve mâ ahhartü ve ma esrertü ve mâ a'Ientü ve maesreftü ve mâ
ente a'Iemu bihi minnî ente'I-mukaddim ve ente'I-muahhir. Lâ ilâhe illâ
ente. (Allahım, geçmiş ömrümde yaptıklarımı, gelecekte yapacaklarımı,
gizli işlediklerimi, aleni yaptıklarımı, israflarımı, benim bilmediğim
fakat senin bildiğin kusurlarımı affet. İlerleten sen, gerileten de
sensin, senden başka ilah yoktur)".

Müslim, Salâtul-Müsâfirin 201, (771),
Tirmizi, Daavât 32, (3417, 3418, 3419); Ebü Dâvud, Salât 121, (760);
Nesâi, İftitâh 17, (2,130).

1783 - Abdullah İbnu Amr İbni'l-As
(radıyallâhu anhüma) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a,
Hz. Ebü Bekir (radıyallâhu anh) gelerek:

"Bana namazda okuyacağım bir dua öğret" dedi. Resülullah (aleyhissalatu vesselam) ona şu duayı okumasını söyledi:
"Allahümme inni zalemtü nefsi zulmen kesiran
ue lâ yağfiru z-zünübe illâ ente fà'ğfir li mağfireten min indike
verhamni inneke ente'l-ğàfüru'r-rahim. (Allahım ben nefsime çok
zulmettim. Günahları ancak sen affedersin. Öyle ise beni, şanına layık
bir mağfiretIe bağışla, bana merhamet et. Sen affedici ve merhamet
edicisin".

Buhâri, Sıfâtu's-Salât 149, Daavât 17, Tevhid 9; Müslim, Zikr 48, (2705); Tirmizi, Daavât 98, (3521); Nesâi, Sehiv 58, (3, 53).
TEŞEHHUDDEN SONRA OKUNACAK DUA
1784 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) hazretleri anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)
teşehhüdden sonra şunu okurdu: "Allahümme inni eüzu bike min azâbi
cehennem ve eüzu bike min azâbi'I-kabri ve eüzu bike min
fitneti'd-Deccâl ve eüzu bike min fitneti'I-mahyâ ve'I-memât. (AIIahım,
ben cehennem azabından sana sığınırım. Kabir azabından da sana
sığınırım. Deccal fitnesinden de sana sığınırım, hayat ve ölüm
fitnesinden de sana sığınırım)".

Ebu Dâvud, Salât 184, (984).
SELAMDAN SONRA OKUNACAK DUA
1785 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın geceleyin namazdan
çıkınca şu duayı okuduğunu işittim: "ÂlIahım! Senden, katından vereceğin
öyIe bir rahmet istiyorum ki, onunla kalbime hidayet, işlerime nizam,
dağınıklığıma tertip, içime kâmil iman, dışıma amel-i sâlih, amellerime
temizlik ve ihlâs verir, rızana uygun istikâmeti ilham eder, ülfet
edeceğim dostumu lutfeder, beni her çeşit kötülüklerden korursun.

Allahım, bana öyle bir iman, öyle bir yakin
ver ki, artık bir daha küfür (ihtimali) kalmasın. Öyle bir rahmet ver
ki, onunla, dünya ve ahirette senin nazarında kıymetli olan bir
mertebeye ulaşayım.

Allahım! Hakkımızda vereceğin hükümde
lütfunIa kurtuluş istiyorum, (kurbuna mazhàr olan) şühedâya has
makamları niyaz ediyorum, bahtiyar kulların yaşayışını diliyorum,
düşmanlara karşı yardım taleb ediyorum!

Allahım! Anlayışım kıt, amelim az da olsa
(dünyevi ve uhrevi) ihtiyaçlarımı senin kapına indiriyor (karşılanmasını
senden taleb ediyorum). Ràhmetine muhtacım, halimi arzediyorum.
(İhtiyacım ve fakrim sebebiyledir ki) ey işlere hükmedip yerine getiren,
kalplerin ihtiyacını görüp şifâyâb kilan Rabbim! Denizlerin aralarını
ayırdığın gibi benimle cehennem azabının arasını da ayırmanı, helâke
dâvetten, kabir azabindan korumanı diliyorum.

Allahım! Kullarından herhangi birine verdiğin
bir hayır veya mahlukatindan birine vaadettiğin bir lütuf var da buna
idrakim yetişmemiş, niyetim ulaşamamış ve bu sebeple de istediklerimin
dışında kalmış ise ey âlemlerin Rabbi, onun husülü için de sana
yakarıyor, bana onu da vermeni rahmetin hakkında senden istiyorum.

Ey Allahım! Ey (Kur'ân gibi, din gibi)
kuvvetli ipin, (şeriat gibi) doğru yolun sahibi! Kâfirler için cehennem
vaadettiğin kıyamet gününde, senden cehenneme karşı emniyet, arkadan
başlayacak ebediyet gününde de huzur-i kibriyana ulaşmış mukarrebin
meleklerle, (dünyada iken çok) rükü ve secde yapanlar ve ahidlerini ifa
edenlerle birlikte cennet istiyorum. Sen sınırsız rahmet sahibisin, sen
(seni dost edinenlere) hadsiz sevgi sahibisin, sen dilediğini yaparsın.
(Dilek sahipleri ne kadar çok, ne kadar büyük şeyler isteseler hepsini
yerine getirirsin.)

Allahım! Bizi, sapıtmayıp, saptırmayan
hidâyete ermiş hidâyet rehberleri kıl. Dostlarına sulh (vesilesi),
düşmanlarına da düşman kıl. Seni seveni (sana olan) sevgimiz sebebiyle
seviyoruz. Sana muhâlefet edene, senin ona olan adâvetin sebebiyle
adavet (düşmanlık) ediyoruz.

Allahım! Bu bizim duamızdır. Bunu fazlınla kabul etmek sana kalmıştır. Bu, bizim gayretimizdir, dayanağımız sensin.
Allahım! Kalbime bir nur, kabrime bir nur
ver; önüme bir nur, arkama bir nur ver; sağıma bir nur, soluma bir nur
ver; üstüme bir nur, altıma bir nur ver; kulağıma bir nur, gözüme bir
nur ver; saçıma bir nur, derime bir nur ver; etime bir nur, kanıma bir
nur ver; kemiklerime bir nur koy!

Allahım nurumu büyüt, (söylediklerimin hepsine bedel olacak) bir nur ver, (söylenmiyenleri de kuşatacak) bir nur daha ver!
İzzeti bürünmüş, onu kendine alem yapmış olan
Zât münezzehtir. Büyüklüğü bürünmüş ve bu sebeple kullarına ikramı bol
yapmış olan Zât münezzehtir. Tesbih ve takdis sadece kendine layık olan
Zat münezzehtir. Fazl ve nimetler sâhibi Zàt münezzehtir. Azamet ve
kerem sahibi Zât münezzehtir. Celal ve ikrâm sâhibi Zat münezzehtir."

Tirmizi, Daavât 30, (3415).
1786 - Hz. Sevbân (radıyallahu anh)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) selam verip (namazdan
çıkınca) üç kere istiğfarda bulunup: "Âllahümme entes-selâm ve
minke's-seIâm tebârekte ve teâleyte yâ ze'l-celâli ve'I-ikrâm. (Allahım
sen selamsın. Selàmet de sendendir. Ey celâl ve ikrâm sâhibi sen
münezzehsin, sen yücesin)" derdi."

Müslim, Mesâcid 135, (591); Tirmizi, Salât 224, (300); Ebu Dâvud, Salât 360 (1513); Nesâi, Sehv 80, (3, 68).
1787 - Kà'a İbnu Ucre (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) duyurdular ki:
"Namazın takipçileri (muakkibât) var. Onları her namazın peşinden
söyleyenler -veya yapanlar- (cennet ve mükafaat hususunda) hüsrâna
uğramazlar. Bunlar otuz üç adet tesbih, otuz üç adet tahmid, otuzdört
adet tekbir'dir".

Müslim, Mesâcid 144, (596); Tirmizi Daavât 25, (3409); Nesâi, 91, (3, 75).
Nesâi'nin Zeyd İbnu Sâbit (radıyallâhu
anh)'ten yaptığı bir rivâyette şöyle denmektedir: "Bu emredildiği zaman
Ensâr'dan bir adam rüyasında görür ki bir kimse: "Bunu yirmi beş yapın,
tehlili de ilâve edin" demektedir. Sabah olunca bunu Resülullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'aanlattı. Efendimiz : "Söylendiği şekilde
yapın!" buyurdu".

1788 - Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim
sabah namazının arkasından yüz kere tesbihde ve yüz kere tehlilde
bulunursa, deniz köpüğü gibi çok bile olsa günahları affedilir".

Nesai, Sehv 95, (3, 79).
1789 - Ukbe İbnu Amir (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) her namazın arkasından
muavvizâtı okumamı emretti."

Ebu Dâvud, Salât 361, (1523); Nesâi, Sehv (79, (3, 68).
TEHECCÜD NAMAZI ESNASINDA DUA
1790 - Hz. İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) teheccüt namazı kılmak
üzere geceleyin kalkınca şu duayı okurdu: "AIIahım, Rabbimiz! Hamdler
sanadır. Sen arz ve semâvatin ve onlarda bulunanIarın kayyumu ve ayakta
tutanısın, hamdler yalnızca senin içindir. Sen semâvat ve arzın ve
onlarda bulunanların nûrusun, hamdler yalnızca sanadır. Sen haksın,
va'din de haktır. Sana kavuşmak haktır, sözün haktır. Cennet haktır,
cehennem de haktır. Peygamberler hàktır, Muhammed (aleyhissalâtu
vesselâm) de haktır. Kıyamet de haktır.

AIIahım! Sana teslim oldum, sana inandım,
sana tevekkül ettim. Sana yöneldim. Hasmına karşı senin (bürhanın) iIe
dâva açtım. Hakkımı aramada senin hakemliğine başvurdum. Önden
gönderdiğim ve arkada bıraktığım hatalarımı affet. Gizli işlediğim,
aleni yaptığım, benim bilmediğim, senin benden daha iyi bildiğin
hatalarımı da affet! İlerleten sen, gerileten de sensin. Senden başka
ilah yoktur".

Buhâri, Teheccüt 1, Daavât 10 Tevhid 8, 24,
35; Müslim, Salâtu'l-Müsâfirin 199, (769); Muvatta, Kur'ân 34, (1, 215,
216); Tirmizi, Daavât 29, (3414); Ebü Dâvud, Salât 121, (771); Nesâi,
Kıyâmu'l-Leyl 9, (3, 209, 210).)

AKŞAM VE SABAH YAPILACAK DUALAR
1791 - İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) akşam olunca şu duayı okurdu:
"Elhamdulillah geceye erdik. Mülk de, Allah
için geceye erdi. AIlah'tan başka ilâh yoktur. Tektir, ortağı yoktur.
Mülk O'nundur, hamdler 0'nàdır, O, her şeye kâdirdir. Rabbim! Bu gecede
olacak hayrı, bundan sonra olacak hayrı senden taleb ediyorum. Bu gecede
olacak şerden ve bundan sonra olacak şerlerden sana sığınıyorum.
Ràbbim! TembeIlikten yaşlılığın kötülüklerinden sana sığınıyorum.
Rabbim! Cehennem azabından, kabir azabından sana sığınıyorum!"

İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) devamla, Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'ın sabah olunca şu duayı okuduğunu söyledi:
"ElhamduIiIIah sabaha erdik. Mülk de AIIah için sabaha erdi."
Müslim, Zikr 75, (2723); Tirmizi, Daavât 13, (3387); Ebu Dâvud, Edeb 110, (5071).
1792 - Ebu Selâm, Hz. Enes (radıyallâhu
anh)'ten naklediyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'ın şöyle
söylediğini işittim: "Kim akşama ve sabaha erdiği zaman: "Rabb olarak
Allah, din olarak İslâm'a, resül olarak Muhammed (aleyhissalatu
vesselâm)'e razı olduk" derse onu razı etmek de Allah üzerine bir hak
olmuştur".

Rezin bu duaya: "Kıyamet günü" ifadesini ilave etmiştir.
Ebü Dâvud, Edeb 110, (5072) İbnu Mâce, Dua 14, (3870).
1793 - Abdullah İbnu Gannâm el-Beyâzi
(radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Kim sabaha erdiği zaman: "Allahım, benimle veya
mahlukatından herhangi biriyle hangi nimet sabaha ermişse bu sendendir.
Sen birsin, ortağın yoktur, hamdler sanadır, şükür sanadır" derse, o
günkü şükür borcunu ödemiştir. Kim de aynı şeyler akşama erince söylerse
o da o geceki şükür borcunu eda eder."

Ebu Dâvud, Edeb 110, (5073).
UYUMA VE UYANMA DUALARI
1794 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) yatağına girdiği zaman şu duayı
okurdu: "Bize yedirip içiren, ihtiyaçlarımız görüp bizi barındıran
AIIah'a hamdolsun. İhtiyacını görecek, barınak verecek kimsesi olmayan
niceleri var!"

Müslim, Zikr 64, (2715); Tirmizi, Daavât 16, (3393); Ebü Dâvud, Edeb 107, (5053).
1795 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:
"Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) yatağına girdiği zaman,
ellerine üfleyip Muavvizeteyn'i ve Kul hüvallahu ahad'i okur ellerini
yüzüne ve vücuduna sürer ve bunu üç kere tekrar ederdi. Hastalandığı
zaman aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi".

Buhari Fedâilu'l-Kur'ân 14, Tıbb, 39, Daavat
12; Müslim, Selâm 50, (2192); Muvattâ, Ayn 15, (2, 942); Tirmizi, Daavât
21, (3399); Ebu Dâvud, Tıbb 19, (3902).

1796 - Hz. Huzeyfe İbnu'l-Yemân (radıyallâhu
anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) yatağına girince şu
duayı okurdu:

"Allahım! Senin adınla hayat bulur, senin adınla ölürüm".
Sabah olunca da şu duayı okurdu:
"Bizi öldürdükten sonra tekrar hayat veren AlIah'a hamdolsun!. Zaten dönüşümüz de O'nadır".
Buhâri, Daavat 7, 8, 16, Tevhid 13; Tirmizi, Daavât 29, (3413); Ebü Dâvud, Edeb 177, (5049).
1797 - Hz. Berâ (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Yatağına girdiğin
zaman şu duayı oku: "Allahım nefsimi sana teslim ettim, yüzümü sana
çevirdim, işlerimi sana emanet ettim sırtımı sana dayadım. Senin
rahmetinden ümitvarım, gazabından da korkuyorum. Senin ikabına karşı,
senden başka ne melce var, ne de kurtarıcı. İndirdiğin Kitab'a,
gönderdiğin Peygamber (aleyhissalâtu uesselâm)'e imàn ettim"

"Eğer bunu okuduğun gece ölecek olursan fıtrat üzere ölmüş olursun. Şayet sabaha erersen hayır bulursun."
Buhâre, Daavât 7, 9; Tevhid 34; Müslim, Zikr 56, (2710); Tirmizi, Daavat 76, (3391); Ebu Dâvud, Edeb 107, (5046, 5047, 5048).
Tirmizi'nin bir rivayetinde şöyle denmiştir:
"Resülullah (àleyhissalâtu vesselâm), uyumak isteyince sağ yanı üzerine
dayanır ve şöyle dua ederdi: "Allàhım! Kullarını topladığın -veya
yeniden dirilttiğin- gün, beni azâbından koru".

1798 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:
"Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) geceleyin uyanınca şu duayı
okurdu: "Allahım! Seni hamdinle tenzih ederim, Senden başka ilah yoktur.
Günahım için affını dilerim, rahmetini taleb ederim. Allahım ilmimi
artır, bana hidayet verdikten sonra kalbimi saptırma. Katından bana
rahmet lutfet. Sen lutfedenlerin en cömerdisin".

Ebu Dâvud, Edeb 108, (5061).
1799 - Hz. Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) yatacağı sırada şu duayı okurdu:
"Allahım, kerim olan Zât'ın adına, eksiği
olmayan kelimelerin adına, alınlarından tutmuş olduğun hayvanların
şerrinden sana sığınırım. Allahım sen borcu giderir günahı kaldırırsın.
Allahım senin ordun mağlub edilemez, và'dine muhalefet edilemez. Servet
sahibine serveti fayda etmez, servet sendendir. Allahım seni hamdinle
tesbih ederim".

Ebu Dâvud, Ebed 107, (5052).
1800 - Büreyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir gün, Hâlid İbnu Velid el-Mahzumi (radıyallâhu anh):
"Ey Allah'ın Resülü, bu gece hiç uyuyamadım" diye Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam)'e yakındı.
Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona şu tavsiyede bulundu:
"Yatağına girdinmi şu duayı oku: "Ey yedi kat
semânın ve onların gölgelediklerinin Rabbi, ey arzların ve onların
taşıdıklarının Rabbi, ey şeytanların ve onların azdırdıklarının Rabbi!
Bütün bu mahlükâtının şerrine karşı, bana himâyekâr oI! 0l ki hiç
birisi, üzerime âni çullanmasın, saldırmàsın. Senin koruduğun aziz olur.
Senin övgün yücedir, senden başka ilah da yoktur, ilah olarak sâdece
sen varsın."

Tirmizi, Daavât 96, (3518).
1801 - İmam Mâlik'ten rivayete göre, ona şu
haber ulaşmıştır: "Hâlid İbnu'l-Velid (radıyallâhu anh), Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselam)'e:

"Ben uykuda iken korkutuluyorum. (Ne yapmamı tavsiye buyurursunuz?)" diye sordu. Ona şu tavsiyede bulundu:
"Allah'ın eksiksiz, tam olan kelimeleri ile
O'nun gadabından, ikabından, kullarının şerrinden, şeytanların
vesveselerinden ve (beni kötülüğe atan) beraberliklerinden AIlah'a
sığınırım! de!".

Muvatta, Şi'r 9, (2, 950).
EVDEN ÇIKIŞ VE EVE GİRİŞ DUALARI
1802 - Ümmü Seleme (radıyallâhu anhâ)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselam) evinden çıktığı zaman şu
duayı okurdu: "Allah'ın adıyla Allah'a tevekkül ettim. AIIahım!
zillete düşmekten, dalâlete düşmekten, zulme uğramaktan, cahillikten,
hakkımızda cehalete düşülmüş olmasından sana sığınırız".

Tirmizi, Daavât 35, (3423); Ebü Dâvud, Edeb 112, (5094); Nesâi İstiâze 30, (8,268); İbnu Mâce, Dua 18, (3884).
1803 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Evinden çıkınca
kim: "Allah'ın adıyla, Allah'a tevekkül ettim, güç kuvvet Allah'tandır"
derse kendisine: "İşine bak, sana hidâyet verildi, kifâyet edildi ve
korundun da" denir, ondan şeytan yüz çevirir".

Tirmizi, Daavât 34, (3422); Ebü Dâvud, Edeb 112, (5095); Nesâi, İstiâze (8,268).
1804 - Ebü Mâlik eI-Eş'àri (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kişi
evine girince şu duayı okusun: "AIIahım! Senden hayırlı girişler,
hayırlı çıkışlar istiyorum. AIIah'ın adıyla girdik, AIIah'ın adıyla
çıktık, Rabbimiz AIIah'a tevekkül ettik". Bu duayı okuduktan sonra
ailesine selam versin".

Ebu Dâvud, Edeb, 112, (5096).
OTURMA-KALKMA DUALARI
1805 - Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) hazretleri buyurdular
ki: "Kim, malâyâni konuşmaların çok olduğu bir yere oturur da, oradan
kalkmazdan önce şu duayı okursa bu yerde oturmaktan hasıl olan
günahından arınmış olur:

Allahım! Seni hamdinle tesbih ederim. Senden
başka ilah olmadığına şehâdet ederim. Senden mağfiret diliyorum, Sana
tevbe ediyor (af taleb ediyorum)".

Tirmizi, Daavât 39, (2329).
1806 - İbnu Ömer hazretleri (radıyallahu
anhümâ) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir cemaatte
oturduğu zaman, ashâbı için şu duayı okumadan nadiren kalkardı:

"Allahım! Bize korkundan öyle bir pay ayır
ki, bu, sana karşı işlenecek günahlarla bizim aramızda bir engel olsun.
İtaatinden öyle bir nasib ver ki, o bizi cennete ulaştırsın. Yakîninden
öyle bir hisse lutfet ki dünyevi musibetlere tahammül kolaylaşsın.

Allahım! Sağ olduğumuz müddetçe
kulaklarımızdan, gözlerimizden, kuvvetimizden istifade etmemizi nasib
et. Aynı şeyi bizden sonra gelecek olan neslimize de nasib et.
İntikamımızı, bize zulmedenlerden almışlardan kıl (mazlumlardan değil).
Bize tecavüz edenlere karşı bizi muzaffer kıl. Bize, dini musibet verme.
Dünyayı, ne asıl gayemiz kıl, ne de ilmimizin son hedefi. Bize
merhametli olmayanı bize musallat etme."

Tirmizi. Daavât 73, (3497).
SEFERDE OKUNACAK DUA
1807 - İmam Mâlik'e ulaştığına göre Hz.
Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) sefer arzusuyla ayağını bineğinin
özengisine koyduğu zaman şu duayı okurdu:

"Bismillah! Allahım! Sen seferde arkadaşım,
ailemde vekilimsin. Allahım, bize arzı dür, seferi kolaylaştır. Allahım,
yolun meşakkatlerinden, üzüntülü dönüşten, mal ve ailede vuküa gelecek
kötü manzaralardan sana sığınıyorum".

Muvatta, İsti'zân 34, (2, 977).
1808 - İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissâlatu vesselâm), seferden dönerken,
uğradığı her tümsekte üç kere tekbir getirir, arkadan da: "Lâ ilâhe
iIlaIIâhu vahdehu Iâ şerike Ieh, Iehü'I-mülkü ve Iehü'I-hamdü ve hüve
aIâ külli şey'in kadir. (AIIah'tan başka ilah yoktur. O tekbir, ortağı
yoktur, mülk O'nundur, hamd O'nadır. O herşeye kadirdir) dönüyoruz,
tevbe ediyoruz, kulluk ediyoruz, secde ediyoruz, Rabbimize hamdediyoruz.
AIIah va'dinde sâdık oldu, kuluna yardım etti. (Hendek Harbi'nde)
müttefik orduları tek başına helâk etti" derdi.

Buhâri, Daavât 52, Ömer 12, Cihâd 133, 197,
Megâzi 29; Müslim, Hacc 428, (1344); Muvatta, Hacc 243, (1,421);
Tirmizi, Hacc 104, (950); Ebu Dâvud, Cihâd 170, (2770).

1809 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Bir adam Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselam)'e:
"Ey Allah'ın Resülü, ben sefere çıkmak istiyorum bana tavsiyede bulun!" diye talepte bulundu. Efendimiz:
"Sana Allah'tan korkmanı ve (yol boyu
aştığın) her tepeııin başında tekbir getirmeni tavsiye ediyorum!"
buyurdu. Adam döneceği sırada şu duada bulundu: "Allah'ım! Ona uzaklığı
dür, yolculuğu kolay kıl."

Tirmizi Daavat 47, (3441).
1810 - Abdullah el-Hatmi (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) birisiyle vedalaştı mı
şöyle derdi: "Dininizi emânetinizi ve işlerinizin âkibetini Allah'ın
muhafazasına bırakıyorum".

Ebu Dâvud, Cihâd 80 (2600); Tirmizi, Daavât 45, (3439).
1811 - Hz. Abdullah İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) seferde iken gece olunca şu duayı okurdu:
"Ey arz, benim de senin de Rabbimiz
Allah'tır. Senin de, (sende bulunanların da sende yaratılmış olanların
da, senin üzerinde yürüyenlerin de şerrinden Allah'a sığınırım.
Arslanın, iri yılanın, yılanın, akrebin ve bu beldede ikâmet eden
(insilerin ve cinni)lerin, İblis'in ve İblis neslinin şerrinden de
Allah'a sığınırım."

Ebu Dâvud, Cihâd 80, (2603).
1812 - Havle Bintu Hàkim (radıyallâhu anh ) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalatu vesselam)
efendimiz buyurmuşlardır ki: "Kim bir yerde konakladığı zaman şu duayı
okursa, oradan ayrılıncaya kadar ona hiçbir şey zarar vermez: "Eüzü
bi-kelimâtillahi't-tâmmât min şerri mâ halâka. (Allah'ın eksiksiz,
mükemmel kelimeleri ile, yarattıklarının şerrinden AIlah'a
sığınıyorum.)"

Müslim, 54, (2708); Muvatta, İsti'zân 34 (2, 978); Tirmizi, Daavât 41, (3433).
ÜZÜNTÜ VE TASA HALİNDE DUA
1813 - Hz. Sa'd (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Balığın karnında
iken, Zü'n-Nün'un yaptığı dua şu idi: Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke inni
küntü mine'z-zâlimin. (Allahım! Senden başka ilâh yoktur, seni her çeşit
kusurlardan tenzih edirim. Ben nefsime zulmedenlerdenim.)" Bununla dua
edip de icâbet görmeyen yoktur."

Tirmizi, Daavât 85. (3500).
1814 - Hz. İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ)
anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) üzüntü sırasında şu
duayı okurdu: "Halim ve azim. olan Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük
Arş'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur. Kıymetli Arş'ın Rabbi,
arzın Rabbi, Semâvât'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur."

Buhâri, Daavât 27, Tevhid 22, 23; Müslim, Zikr 83, (2730); Tirmizi, Daavât 40, (8431); İbnu Mâce, Dua 17, (3883).
1815 - el-Hudri (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir gün Mescid'e girdi. Orada
Ensâr'dan Ebü Ümâme (radıyallahu anh) denen kimse ile karşılaştı. Ona:

"Ey Ebu Ümâme, niçin seni namaz vakti dışında Mescid'de oturmuş görüyorum?" diye sordu.
"Peşimi bırakmayan bir sıkıntı ve borçlar
sebebiyle ey Allah'ın Resülü" diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselâm):

"Sana bazı kelimeler öğreteyim mi? Bunları okursan, Allah, senden sıkıntını giderir ve borcunu öder."
"Evet, ey Allah'ın Resülü, öğret!" dedim.
"Öyleyse, dedi, akşama çıktın mı sabaha erdin
mi şu duayı oku: "AIlahım üzüntüden ve kederden sana sığınırım. Aczden
ve tembellikten sana sığınırım, korkaklıktan ve cimrilikten sana
sığınırım. Borcun galebe çaImasından ve insanların kahrından sana
sığınırım."

(Ebü Ümâme) der ki: "Ben bu duayı yaptım, Allah benden gamımı giderdi, borcumu ödedi."
Ebü Dâvud, Salât 367, (1555).
1816 - Hz. Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Hz. Fâtıma (radıyallâhu anhâ) Resülullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'a gelerek bir hizmetçi taleb etmişti. Resülullah ona:

"Şu duayı oku(man senin için hizmetçi edinmenden daha hayırlı)" dedi:
"Allahım! Sen yedi semânın Rabbi, Arş-ı
Âzam'ın Rabbisin. Sen bizim Rabbimiz ve herşeyin Rabbisin. Tevrat, İncil
ve Furkân'ı indiren, tohum ve çekirdekleri açansın. Her şeyin şerrinden
sana sığınıyorum. Her şeyin alnından yapışmışsın (dizginleri senin
elindedir). Evvel sensin, senden önce bir şey yoktur. Ahir sensin,
senden sonra da bir şey kalmayacak. Sen zâhirsin, senin üstünde bir şey
mevcut değildir. Sen bâtınsın, senin dışında bir şey yoktur. Benim
borcumu öde, beni fukaralıktan kurtar, zengin kıl."

Tirmizi, Daavât 68, (3477); İbnu Mâce, Dua, 2 (3831).
1817 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı bir şey üzecek olsa şu duayı
okurdu: "Yâ Hayyu ya Kayyum, birahmetike estağisu. (Ey diri olan, ey
Kayyüm olan Rabbim rahmetin adına yardımını talep ediyorum)." Ve keza
şöyle derdi: "Elizzu bi-yâ-ze'l-celâli ve'l-İkrâm." (Yâ ze'l-celâli
ve'l-ikrâm)i devamlı söyleyin!

Tirmizi Daavât 99, (3522).
1818 - Esmâ Bintu Umeys (radıyallâhu anhâ)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana: "Sana sıkıntı
zamanında okuyacağın bir duayı öğreteyim mi?" diye sordu ve şu duayı
söyledi: "Allâhu, Allâhu Rabbi lâ üşriku bihi şey'en. (Rabbim Allah'tır,
Allah! Ben ona hiçbir şeyi ortak koşmam!)"

Ebu Dâvud, Salât 361, (1525), İbnu Mâce, Dua 17, (3882).
1819 - İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) demiştir ki: "Kimin sıkıntısı artarsa şu duayı okusun:
"Allahım ben senin kulunum, kulunun oğluyum,
câriyenin oğluyum, senin avucunun içindeyim, alnım senin elinde.
Hakkımdaki hükmün caridir. Kazan ne olursa hakkımda adalettir. Kendini
tesmiye ettiğin veya kitabında indirdiğin veya nezdinde mevcut gayb
hazinesinden seçtiğin, sana ait her bir isim adına senden Kur'ân'ı
kalbimin baharı, sıkıntı ve gamlarımın atılma vesilesi kılmanı dilerim."

Bu duayı okuyan her kulun gam ve sıkıntısını Allah gidermiş, yerine ferahlık vermiştir."
Mecmau'z Zevaid'de (10, 136) mevcuttur. Hâkim'in Müstedrek'inde de (1,509) kaydedilmiş.
HAFIZAYI GÜÇLENDİRME DUALARI
1820 - Hz. İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ)
anlatıyor: "Hz. Ali İbnu Ebi Tâlib (radıyallâhu anh) Resülullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek: "Annem ve bâbam sana kurban olsun,
şu Kur'àn göğsümde durmayıp gidiyor. Kendimi onu ezberleyecek güçte
göremiyorum" dedi. Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona şu cevabı
verdi: "Ey Ebül-Hüseyin! (Bu meselede) Allah'ın sana faydalı kılacağı,
öğrettiğin takdirde öğrenen kimsenin de istifade edeceği, öğrendiklerini
de göğsünde sabit kılacak kelimeleri öğreteyim mi?"

Hz. Ali (radıyallâhu anh): "Evet, ey Allah'ın Rasülü, öğret bana!" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber şu tavsiyede bulundu:
"Cuma gecesi (perşembeyi cumaya bağlayan
gece) olunca, gecenin son üçte birinde kalkabilirsen kalk. Çünkü o an
(meleklerin de hazır bulunduğu) meşhüd bir andır. O anda yapılan dua
müstecabtır. Kardeşim Yà'kub da evlatlarına şöyle söyledi: "Sizin için
Rabbime istiğfàr edeceğim, hele cuma gecesi bir gelsin." Eğer o vakitte
kalkamazsan gecenin ortasında kalk. Bunda da muvàffàk olamazsan gecenin
evvelinde kalk. Dört rek'àt namaz kıl. Birinci rek'atte, Fâtiha ile
Yà-sin süresini oku, ikinci rek'atte Fâtiha ile Hâ-mim, ed-Duhân
süresini oku, üçüncü rek'atte Fâtiha ile Eliflam-mim Tenzilü's-secde'yi
oku, dördüncü rek'atte Fatiha ile Tebareke'l-Mufassal'ı oku. Teşehhüdden
boşaldığın zaman Allah'a hamdet, Allah'a senayı da güzel yap, bana ve
diğer peygamberlere salat oku, güzel yap. Mü'min erkekler ve mü'min
kadınlar ve senden önce gelip geçen mü'min kardeşlerin için istiğfar et.
Sonra bütün bu okuduğun duaların sonunda şu duayı oku:

"Allahım, bana günahları, beni hayatta baki
kıldığın müddetçe ebediyen terkettirerek merhamet eyle. Bana faydası
olmayan şeylere teşebbüsüm sebebiyle bana acı. Seni benden râzı kılacak
şeylere hüsn-i nâzar etmemi bana nasib et. Ey semâvât ve arzın
yaratıcısı olan celâl, ikram ve dil uzatılamayan izzetin sâhibi olan
Allahım. Ey Allah! ey Rahman! celalin hakkı için, yüzün nuru hakkı için
kitabını bana öğrettiğin gibi hıfzına da kalbimi icbâr et. Seni benden
razı kılacak şekilde okumamı nasib et. Ey semâvât ve arzın yaratıcısı,
celâlin ve yüzün nuru hakkı için kitabınla gözlerimi nurlandırmanı,
onunla dilimi açmanı, onunla kalbimi yarmanı, göğsümü ferahlatmanı,
bedenimi yıkamanı istiyorum. Çünkü, hakkı bulmakta bana ancak sen yardım
edersin, onu bana ancak sen nasib edersin. Herşeye ulaşmada güç ve
kuvvet ancak büyük ve yüce olan Allah'tandır. " Ey Ebu'l-Hasan, bu
söylediğimi üç veya yedi cuma yapacaksın. Allah'ın izniyle duana icâbet
edilecektir. Beni hak üzere gönderen Zât-ı Zülcelâl'e‚ yemin olsun bu
duayı yapan hiçbir mü'min icâbetten mahrum kalmadı."

İbnu Abbâs (radıyallâhu anhüma) der ki:
"Allah'ayemin olsun, Ali (radıyallâhu anh) beş veya yedi cuma geçti ki
Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a aynı önceki mecliste tekrar
gelerek:

"Ey Allah'ın Resülü! dedi, geçmişte dört beş
âyet ancak öğrenebiliyordum. Kendi kendime okuyunca onlar da (aklımda
durmayıp) gidiyorlardı. Bugün ise, artık 40 kadar âyet öğrenebiliyorum
ve onları kendi kendime okuyunca Kitabullah sanki gözümün önünde duruyor
gibi oluyor. Eskiden hadisi dinliyordum da arkadan bir tekrar etmek
istediğimde aklımdan çıkıp gidiyordu. Bugün hadis dinleyip sonra onu bir
başkasına istediğimde ondan tek bir harfi kaçırmadan anlatabiliyorum.

Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) bu söz
üzerine Hz. Ali (radıyallâhu anh)'ye: "Ey Ebü'l-Hasan! Kâbenin Rabbine
yemin olsun sen mü'minsin!" dedi."

Tirmizi, Daavât 125, (3565).
1821 - Şeddad İbnu Evs (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) namazda şu duayı
okumamızı öğretiyordu:

"Allàhım! Senden işte (dinde) sebat etmeyi,
doğruluğa da azmetmeyi istiyorum. Keza nimetine şükretmeyi, sana güzel
ibadette bulunmayı taleb ediyor, doğruyu konuşan bir dil, eğriliklerden
uzak bir kalb diliyorum. AIIahım, senin bildiğin her çeşit şerden sana
sığınıyorum, bilmekte olduğun bütün hayırları senden istiyorum, bildiğin
günahlarımdan sana istiğfàr ediyorum!"

Tirmizi, Daavât 22, (3404); Nesâi, Sehv 61.
GİYİNME VE YEMEK DUALARI
1822 - el-Hudri (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) elbiseyi yenilediği zaman şu duayı okurdu:
Allahım! Hamd sanadır. -(giydiği şey ne ise)
ismen söyleyerek- Bunu bana sen giydirdin. Bunun hayırlı olmasını,
yapılış gayesine uygun olmasını diliyor, şerrinden ve yapılış gayesine
uygun olmamasından da sana sığınıyorum."

Ebu Dâvud, Libas 1, (4020); Tirmizi, Libâs 29, (1767).
1823 - Ebu Ümâme (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) yeni bir elbise giymişti ve şöyle dua
etti: "Avretimi örtebileceğim ve hayatta güzellik sağlayabileceğim bir
elbise giydiren AIlah'a hamd olsun."

Sonra şunu söyledi: "Ben Resülullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'ı dinledim: "Kim yeni bir elbise giyer, böyle
söyler, daha sonra da eskittiği elbiseyi tasadduk ederse, sağken de
öldükten sonra da Allah'ın himâyesi, hıfzı ve örtmesi altında olur."

Tirmizi, Daavât 119, (3555); İbnu Mâce, Libâs 2, (3557).
1824 - Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bir şey yeyip içti mi şu duayı
okurdu: "Bize yedirip içiren ve bizi Müslümanlardan kılan Allah'a
hamdolsun."

Tirmizi, Daavât 75, (3453); Ebu Dâvud, Et'ime 53, (3850); İbnu Mâce, Et'ime 16, (3283).
1825 - Muâz İbnu Enes (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim bir
şey yer ve: "Bana bu yiyeceği yediren ve tarafımdan hiçbir güç ve kuvvet
olmadan bunu bana rızık kılan Allah'a hamdolsun" derse geçmiş günahları
aff olunur" dedi."

Ebu Dâvud, Libâs 1, (4023); Tirmizi, Da'avât 75, (3454); İbnu Mâce, Et'ime 16, (3285).
Ebu Dâvud'un rivayetinde şu ziyâde var: "Kim
bir elbise giyer ve: "Bunu bana giydirip, tarafımdan bir güç ve kuvvet
olmaksızın beni bununla rızıklandıran Allah'a hamdolsun" derse geçmiş ve
gelecek günahları affedilir."

1826 - Muâz İbnu Enes (radıyallâhu anh) der
ki: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Muhakkak ki
Allah, kulun bir şey yiyip hamdetmesinden veya bir şey içip
hamdetmesinden razı olur."

Müslim, Zikr 89, (2734); Tirmizi, Et'ime 18, (1817).
1827 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Sa'd İbnu Ubâde'nin yanında ekmek
ve zeytinyağı yemişti. Sonunda şöyle bir dua buyurdu:

"Yanınızda oruçlular yemek yesin, yemeğinizden ebrarlar yesin, üzerinize melekler dua etsin."
Ebu Dâvud, Et'ime 55, (3854).
Ebu Dâvud'un Hz. Câbir (radıyallâhu anh)'den kaydettiği diğer bir rivâyette şöyle denir:
"Ebû'l-Heysem bir yemek hazırladı, Resülullah
(aleyhissalâtu vesselâm) ve Ashâbın'ı (radıyallâhu anhüm) dâvet etti.
Hz. Peygamber yemekten kalkınca: "Kardeşinizi mükâfaatlandırın!"
buyurdu. Ashâb: "Mükâfaatı da ne?" diye sordular. Efendimiz: "Kişinin
evine girilip yemeği yendi, içeceği içildi mi ev sâhibi için dua edilir.
İşte bu onun mükâfaatıdır" cevabını verdi."

KAZA-YI HACET DUASI
1828 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) kazâyı hâcet için helâya girdiği
zaman şu duayı okurdu:

"Allahümme inni eüzu bike mine'lhubsi
ve'l-habais. (Allahım, pislikten ve (cin ve şeytan gibi) kötü
yaratıklardan sana sığınırm."

Buhâri, Vudü 9, Da'avât 15; Müslim, Hayz 122,
(375); Tirmizi, Tahâret 4, (5); Ebü Dâvud Tahâret 3, (4,5); Nesâi,
Tahâret 18, (1, 20).

1829 - Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) helâdan çıkınca: "Gufrâneke
(affını taleb ediyorum) derdi."

Ebu Dâvud, Tahâret 17, (30); Tirmizi, Tahâret 5, (7); İbnu Mâce, Tahâret 10, (300).
Tirmizi'nin Hz. Ali'den kaydettiği diğer bir
rivâyette şöyle denir: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular
ki: "Helâya girdiği zaman insanoğlunun avretleri ile cinnilerin gözleri
arasındaki perde, kişinin "bismillah" demesidir."

MESCİDE GİRİŞ ÇIKIŞ DUALARI
1830 - Fâtıma Bintu'l-Hüseyin İbni Ali,
büyükannesi Fâtımatu'l-Kübrâ (radıyallâhu anhâ)'dan naklen anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) mescide girdiği zaman Muhammed
(aleyhissalatu vesselam)'e salât (dua) okur, sonra da: "Rabbim! günahımı
affet, rahmet kapılarını bana aç" derdi, Çıkarken de yine Muhammed
(aleyhissalâtu vesselâm)'e salât okur, sonra da: "Rabbim! günahımı
affet, lütuf kapılarını benim için aç" derdi".

Tirmizi, Salât 234, (314).
HİLALİ GÖRÜNCE OKUNACAK DUALAR
1831 - Talha İbnu Ubeydillah (radıyallâhu
anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) hilâli görünce
şu duayı okurdu: "Allahım, Ay'ın hilâl devresini bize bereketli, imanlı,
selâmetli ve İslâm üzere geçir. (Ey hilâl) benim de senin de Rabbin
Allah'tır."

Tirmizi, Daavât 52, (3447).
1832 - Katâde (rahimehullah)'ye ulaştığına
göre, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) hilâli görünce şu duayı
okurmuş: "Hayırlı ve istikametli bir ihtilaI (devresi diliyorum.)" bunu
üç kere söyledikten sonra, "Seni yaratan AIIah'a inandım."

Bunu da üç kere tekrar ettikten sonra: ". . Ayını çıkarıp... Ayını getiren Allah'a hamdolsun" dermiş."
Ebu Dâvud, Edeb 111 (5092).
Ebü Dâvud'un yine Katâde'den kaydettiği bir diğer rivâyetinde:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselâm), hilâli görünce yüzünü ondan çevirirdi" denmektedir.
GÖK GÜRLEYİNCE, RÜZGÂR ESİNCE, BULUT ÇIKINCA OKUNACAK DUA
1833 - İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) gök gürleyip, şimşek
çakınca şu duayı okurdu:

"Allah'ım bizi gadabınla öldürme, azabınla da helâk etme, bu (azabı)ndan önce bize afiyet (içinde ölüm) ver."
Tirmizi, Daavât 51, (3446).
1834 - Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) ufuk-ı semâda bir bulut belirtisi
gördü mü işi terkeder, namazda idiyse kısa keser ve şu duayı okurdu:
"Allah'ım, bunun şerrinden sana sığınırım." Yağmur başlarsa: "Allah'ım,
boI yağmur, faydalı yağmur (ver)" derdi."

Ebü Dâvud, Edeb,113, (5099); İbnu Mâce, Dua 21, (3889).
1835 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) rüzgâr estiği zaman şu duayı
okurdu: "AIIah'ım, senden bunun hayrını ve bunda olan (menfaatların da)
hayrını ve bunun gönderiliş maksadındaki hayrı da istiyorum. Bunun
şerrinden, bunda olanın şerrinden, burcunla gönderilen şeyin şerrinden
de sana sığınıyorum."

Buhâri, Bed'ül-Halk 5, Tefsir, Ahkâf 2, Edeb, 68; Müslim, İstiskâ 14, (899); Tirmizi, Daavât 50, (3445).
1836 - Yine Tirmizi'de Übey İbnu Kà'b
(radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)
buyurdular ki: "Rüzgâra küfretmeyin. Hoşunuza gitmeyen bir rüzgar
görünce: "Allah'ım, senden bunun hayrını taleb ediyorum" deyin. "

Tirmizi, Fiten 64, (2253).
AREFE GÜNÜ VE KADİR GECESİ DUASI
1837 - Amr İbnu Şuayb an Ebihi an Ceddihi
(radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Duaların en faziletlisi àrefe günü yapılan duadır. Ben
ve benden önceki peygamberlerin söyledikleri en faziletli söz, lâ ilâhe
illallahu vahdehu lâ şerike leh lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ
külli şey'in kadir. (Allah'tan başka ilah yoktur, O tektir, O'nun
ortağı yoktur, mülk O'nundur, hamd O'na aittir. O, herşeye kâdirdir)
sözüdür."

Muvatta, Kur'ân 32, (1, 214, 215); Tirmizi, Da'avât 133, (3579).
1838 - Hz. Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:
"Ey Allah'ın Resülü, dedim, şâyet Kadir gecesine tevâfuk edersem nasıl
dua edeyim?" Şu duayı okumamı söyledi:

"Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu'l-afve fa'fu anni. (Allahım! Sen affeedicisin, affı seversin, beni affet."
Tirmizi, Da'avât 89, (3508).
HAPŞIRANIN DUASI
1839 - Âmir İbnu Rebia (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)ın arkasında namaz kılan
birisi, namazda hapşırdı ve şu duayı okudu: "Mübarek (heyrı boI),
ihlaslı ve çok hamdle Allah'a hamdederiz, tâ Rabbimiz razı oluncaya
kadar; dünya ve âhiret işindeki rızasından sonra da (hamdimize devam
ederiz)." Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazdan çıktıktan sonra:
"Namazda dua okuyan kimdi?" diye sordu. Ancak okuyan kişi süküt etti.
Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) tekrar sordu:

"Duayı kim okudu? Zira fena bir şey
söylemedi." Bunun üzerine adam: "Bendim, bu dua ile sâdece hayır murad
ettim" dedi. Efendimiz:

"(Duanız) Rahman'ın Arşına kadar yükseldi" buyurdu."
Ebü Dâvud, Salât 121, (770, 774); Tirmizi,
Salât 296, (404); Buhâri, Ezan 115, (muhtasaran); Muvatta, Kur'àn 25,
(1, 212); Nesâi, İftitah 112 (2,196).

1840 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sizden
biri hapşırınca "Elhamdülillah alâ külli hâl." (Her hal için
elhamdülillah) desin. Kardeşi de yahut arkadaşı da- ona "Yerhamükâllah"
diye cevap versin. (Kardeşi bunu) kendisi için söyleyince, hapşıran da
Yehdikümullah ve yuslih baleküm (Allah size de hidâyet versin ve işinizi
düzeltsin) desin."

Buhâri, Edeb 126, Ebü Dâvud, Edeb 99, (5033).
HZ. DAVUD (aleyhisselam)'UN DUASI
1841 - Ebü'd-Derdâ (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Hz.
Dâvud (aleyhisselâm)'un duaları arasında şu da vardır: "Allahım! Senden
sevgini ve seni sevenlerin sevgisini ve senin sevgine beni ulaştıracak
ameli taleb ediyorum. Allah'ım! Senin sevgini nefsimden, âilemden,
malımdan, soğuk sudan daha sevgili kıl."

Ebü'd-Derdâ der ki: "Resülullah
(aleyhissalâtu vesselâm) Hz. Dâvud'u zikredince, onu "insanların en
âbidi (yani çok ve en ihlaslı ibadet yapanı)" olarak tavsif ederdi."

Tirmizi, Da'avât 74, (3485).
Hz. YUNUS (aleyhisselam) KAVMIN DUASI
1842 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh)
Resülullah'a ref ederek demiştir ki: "Yunus kavminin duaları arasında şu
da vardı: "Ey diri olan, ey (mahlükata) kıyam veren, ey hiçbir hayat
sâhibinin olmadığı zamanda hayat sâhibi olan, ey hayat veren, ey ölüm
veren, ey celâl ve ikrâm sâhibi!"

Rezin ilavesidir.
BELAYA UĞRAYANI GÖRÜNCE OKUNACAK DUA
1843 - Hz. Ömer ve Hz. Ebü Hüreyre
(radıyallâhu anhümâ) anlatıyorlar: "Resülullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Kim bir belaya uğrayanı görünce şu duayı okursa: "Seni
imtihan ettiği şeyde bana âfiyet veren ve birçok yarattığından beni
üstün kılan Allah'a hamdolsun!" Artık yaşadığı müddetçe, bu bela ne
olursa olsun ona mâruz kalmaktan muaf kılınır."

Tirmizi, Da'avât 38, (3427, 3428); İbnu Mâce, Dua 22, (3892).
Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh)'nin bir rivayetinde sâdece: "..Bu bela ona isâbet etmez" denmiştir.
SEBEBE VE VAKTE BAĞLI OLMAYAN DUALAR
1844 - Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) dua ederken şunu
söylerdi: "Allahım, dinimi doğru kıl, o benim işlerimin ismetidir.
Dünyamı da doğru kıl, hayatım onda geçmektedir. Ahiretimi de doğru kıl,
dönüşüm orayadır. Hayatı benim için her hayırda artma (vesilesi) kıl.
Ölümü de her çeşit şerden (kurtularak) rahat(a kavuşma) kıl."

Müslim, Zikr 71, (2720).
1845 - Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resülullah'ın duasının çoğu: "Allahümme âtina fi'd-dünya haseneten ve
fi'l âhireti haseneten ve kınâ azâbe'n-nâr. (Allahım bize dünyada da bir
hayır, ahirette de bir hayır ver, bizi cehennem azâbından koru" idi."

Buhâri, Daavât 55, Tefsir, Bakara 36; Müslim, Zikr 26, (2690; Ebü Dâvud, Salât 381, (1.519).
1846 - Yine Hz. Enes (radıyallâhu anh)
anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim
cenneti üç kere isterse, cennet: "AIIah'ım onu cennete koy" der. Kim
AIIah'tan üç sefer ateşe karşı koruma taleb ederse, cehennem: "AIIah'ım
onu ateşten koru" der."

Tirmizi, Cennet 27, (2575); Nesâi, İsti'âze 56, (8, 279); İbnu Mâce, Zühd 39, (4340).
1847 - Hz. AIi (radıyallâhu anh)'nin
anlattığına göre, "Bir mükâteb ona gelerek: "Kitâbet borcumu ödemekten
âciz kaldım, bana yardım et" dedi. Ona şu cevabı verdi: "Sana,
Resülullah (aleyhissalâtu vesseIâm)'ın bana öğretmiş bulunduğu bir duayı
öğreteyim. (Onu okuduğun takdirde) Sıyr dağı kadar borcun da olsa,
Allah onu sana bedel öder. Şöyle diyeceksin: "AIIah'ım, yeterince
helalinden vererek beni haramından koru. Lütfunla ver, başkasına muhtaç
etme."

Tirmizi, Daavât 121, (3558).

Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 117
Kayıt tarihi : 02/09/10

https://serserifanclub.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz